En Yeniler

Kendimce Devrim Yaptım (Aktüel Dergisi, Sayı 2002/16, 18 Nisan 2002)

Kendimce Devrim Yaptım (Aktüel Dergisi, Sayı 2002/16, Sayfa 12 - 13 - 14, 18 Nisan 2002)

YÜZYILIN TÜRKÜLERİNİ SESLENDİREN MAHSUN KIRMIZIGÜL SANKİ MÜZİĞİN CHE GUEVARA'SI...

"Kendimce 

               devrim yaptım"


(Haberi büyütmek için üstüne tıklayın)

Müziğin "Che"si
MAHSUN
KIRMIZIGÜL
"KENDİMCE
DEVRİM
YAPTIM" 

aktüel KAPAK

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)



içindekiler

Sayfa 12 "KENDİMCE DEVRİM YAPTIM"
Türkücü Mahsun Kırmızıgül, sanki müziğin Che Guevara'sı...

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)


aktüel'den

Mahsun'a ara formül

"Yalnızca kapak olma koşuluyla" röportaj verdiğini sonradan öğrendiğimiz Mahsun Kırmızıgül'e bulduğumuz "ara formül"ün öyküsü

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)

     Haftalık bir dergide her kapak seçimi, çekimi ve ne şekilde kullanılacağı başlı başına öyküdür... Fotoğraftan sorumlu yazı işleri müdürümüz Mehmet Tel'e sorun; Televole'lere yansıyan "ünlülerin" çok daha gerçek, çok daha çarpıcı hikayelerine her hafta tanık olur! Yazıişleri ve grafik servisi de kapak fotoğrafı için dahil olur prodüksiyon aşamasına... 

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)
Mahsun Kırmızıgül - 2002

İşte bu hafta da epey "şenlikli" bir kapak macerası yaşadık. Yeni albümü çıkan Mahsun Kırmızıgül, onu "Che" olarak fotoğraflama fikrimizi kabul etti... Sanem Altan, Kırmızıgül'le gündem değiştirecek bir röportaj yaptı, kapak olabileceğini de söyledi... Ancak çekim aşamasında Kırmızıgül, Che'nin o meşhur şapkasını kendine yakıştıramadı, giymek istemedi... Başka nedenleri de vardı. "Herşeye rağmen deneyelim" ricamızı gayet kibarca reddedince Kırmızıgül'ü anlayışla karşıladık... Postalları, purosu ve asker kıyafetiyle "Yarı Che" olarak poz verdiğinden sonuç, istediğimiz gibi olmadı...

     Ancak çekim sonrasında (Aktüel'in baskı gününde) ortaya çıktı ki yıldızımızın basın stratejisi, "kapak olmazsam röportaj vermem" üzerine kuruluydu. Bu seçimin Aktüel'e ait olduğunu anlatmamıza rağmen Kırmızıgül'ün kararı karardı! Biz de "ara formül" bulduk Kırmızıgül için... Evet, Mahsun'u kapakta görüyorsunuz işte!

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)


Önce "Kardeşlik Türküsü” dedi. Sonra "Yıkılmadım Ayaktayım..." Yeni albümünde de klasik türküleri yorumlayıp "özünü” yansıttı... Diyarbakırlı Mahsun Kırmızıgül, "Beyaz Türkler"in arasından sıyrılmasını bildi, çok zor olduğunu söylemesine karşın "Doğudan gelip bazı zincirleri kırdı..."
Peki neye rağmen ya da neyin karşılığında Kırmızıgül'le "kendi devrimi"ni ve birlikte gelen çelişkileri konuştuk...

* Tarzınızı mı değiştiriyorsunuz?

- Albümlerin yüzde 60'ı türküydü zaten ama beste türküydü. Mesela Mihriban... Şimdi klasik türkülerin gücü var kasette. Bu türkülerin hepsi biliniyor, bu yüzyıla ait, o yüzden yüzyılın türküleri.

* Daha önce "Yıkılmadım Ayaktayım" diye bir şarkı yaptınız, sizi yıkmaya çalışan birileri olduğuna mı inanıyordunuz? Çok inanarak söylüyor gibiydiniz...

- 5 Nisan 94 kararlarından sonra insanlar bugünkü kadar olmasa da darbe yediler ve kötü duruma düştüler. O dönemde geldi bu söz, ben de çok beğendim, söyledim. İnsana özgüven aşılayan bir türkü o. 2 milyon sattı. İtici gücü vardı. Direnen toplumun şarkısıydı. Slogan oldu bu söz. Kardeşlik Türküsü de öyle oldu mesela.

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)
Mahsun Kırmızıgül - 2002

* Onu da sormak istiyorum, Kardeşlik Türküsü'nü söylediğiniz zaman başınıza bir şey geldi mi, sizi rahatsız eden birileri oldu mu?

- Hayır. Barış diyordum ben. O zamanlar bugünkü durumdan daha ateşli bir durum vardı. Doğu Anadolu'dan silah sesleri geliyordu. Bugünkü bahar havası yoktu. Ben de barış istiyordum. Ben oraların insanıyım. Diyarbakırlı'yım biliyorsunuz.

* Kürt olduğunuzu rahatça söyleyebiliyor musunuz kalabalıklar içinde, yoksa bu sizi bir taraftan ürkütüyor mu?

- Kesinlikle söyleyebilirim. Ben Kürdüm. Allah Allah... Bu ülkeye aidim ama Kürdüm.

* Peki, Kürt ve meşhur olmak zor mu?

- Çok değil.

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)

"Tekeşliliğe özeniyorum"

* Ait olduğunuz topraklardan uzakta, farklı hayat biçimlerinin içinde yaşamaya çalışıyorsunuz, ne olursa olsun hayatınızın değişemeyen parçaları ne? 

- Kendimden iki yaş büyük biri bile olsa, gördüğüm zaman eline eğilmek geliyor içimden Bunu engelleyemiyorum. Bir yanım Diyarbakırlı hep. Bir kısım kadına bacım diye hitap ediyorum. Pop şarkıcı gibi şarkı söylerken kırıtamıyorum, doğamda yok. Buraya gelerek de birçok tabuyu yıktık aslında. Diyarbakır'a gidince ağabeyimle aramda nasıl fark olduğunu görüyorum. İster istemez oluyor bu. Aileyle aramdaki çelişkiyi görebiliyorum. Onlar gibi olmaya da çok özeniyorum, tekeşlilik mesela. Yaşadığımız toplumda bu mümkün değil. İçimden bunu atamıyorum. Ne yaşarsam yaşayayım, içimdeki tek bir kişiyi sevme tutkusunu atamıyorum. Bir de ne olursa olsun, inşaattaki işçinin yanında şık bir restoranda olduğumdan çok daha rahatım...

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)

*Bunlar sizi zorluyor mu?

- Doğudan gelip de bazı zincirleri kırmak çok zordur. Benim gibi olan bir sürü sanatçı kaderci. Yenilik yapmak, aşama kaydetmek zor... Ben kendime göre bir devrim yaptım. Beni hiç sevmeyenler de sevecek.

* Sizin şarkılarınızı beğenmeme ihtimalleri olan, kültür ve yaşam biçimi olarak ortaklığınızın az olduğu insanlar arasında, neler hissediyorsunuz?

- Bazı gruplar içinde kendimi çok yetersiz hissediyorum tabii. Entellektüel bulduğum insanlarla sohbet ederken, sohbet demeyelim aslında, onları dinlerken kendi acizliğimi görüyorum. Yeterli olmadığımı hissediyorum. Aç olduğumu anlıyorum. Ama beş on yıl önceki açlık değil bu, konuşulan konuyu öğrenmek istiyorum. Soruyorum onlara. Olduğun gibi olduğun sürece her toplumda yerin var. Kendimi farkettim ben. Ekstra bir şey olmam gerekmiyor artık, kendimi seviyorum ve mutluyum. Hergün yeni bir şey öğreniyorum. Ama çelişki başlıyor benim için. Bu adamlar müthiş, halkıma bakıyorum karnı aç, bilgi önemli desen adam sana küfür eder, ama görüyorum hayat çok büyük, çok şey öğrenilebilir, kafam karışıyor. İki gruptan da değilim sanki. Arada kalmışlık yalnızlık hissi veriyor ama iyi bir yere gidiyorum bence. 

* Bir taraftan da onlara benzemeye çalışmışsınızdır, birşeyler benzeyebildi mi gerçekten?

- Eskiden alıngandım. Küserdim. Herşeyi kafama takıyordum. Zaman beni değiştirdi, daha rahatım. Soruyorum, öğreniyorum. Kafamı kullandım, değiştim. Magazin yaşamın çok büyük bir alanını kaplıyor ama ben özel hayatımın bilinmesini istemiyorum. Artık daha netim. İki yılda bir albümümü yaparım. Sadece istediğim, beğendiğim programlara, insanlara konuşurum. Ortalarda dolanmak zorunda değilim artık. Sakinleştim.

(Resimleri büyütmek için üstüne tıklayın)
BAZEN AZ GELİRİM
Bazı kadınlar var, gözünden, tavrından gerçekten anlayabiliyorum; biz farklıyız, beni beğenmeyebilir, az gelebilirim. Şuna da hep rastlarım; öyle şeytanca beğenmez ki o zaten bana 'gel, gel'dir. Bilinçli yapar.


"Ters sinyal verenler var"

* Arkadaşlarınızla ya da ailenizle uçurum büyüyor mu?

Ağabeyim oto tamircisi. Hep okumamı istiyordu, okuturken de başka bir Mahsun çıkacağını bilmiyordu. Dalmaya merak sardım, öğrendim. Şimdi gidip sürekli dalıyorum. Geçen gün bunu anlatıyorum ona. "Ne işin var oğlum dalmada" diyor. Anlatamıyorum ona. Yengem lise mezunu, ona anlatabiliyorum: "Yenge, tüple insanların, hayatın olmadığı bir yere gidiyorsun, ay gibi. Farklı bir dünya. Yaşadığın hayattan kopup orada başka bir şey yaşıyorsun. Oraya aitmiş gibi de oluyor. Böyle kalıyorsun." Farkında olmadan zevklerin de değişiyor.

* Çok kimlikli olmanın bir tadı, zenginliği vardır.

- Tabii ki var, birçok insana çok çekici geliyor, Duruma göre bazen o bazen öbür kültür ortaya çıkıyor. Ama esas olarak ben hep benim. Hayatlarında hiç köy görmemiş insanlar var, ben köylü değilim, Diyarbakır'ın içindenim ama annemin köyü vardı. Sahip olduğum zenginliğin farkındayım.

* Peki bu zenginlik aşkta da işe yarıyor mu, yoksa zenginlik kadınlarla olunca karışıklığa mı dönüşüyor?

- Bazı kadınlar var, gözünden, tavrından gerçekten anlayabiliyorum; biz farklıyız, beni beğenmeyebilir, az gelebilirim. Ama inanın buna çok az rastladım. Ben şuna hep rastlarım; öyle şeytanca beğenmez, ki o zaten bana "gel, gel"dir. Bilinçli yapar. Ters sinyal verir. Artık beğenme ölçülerim de değişti. İlk geldiğim yıllarda tabii ki bir açlık vardı, hayır diyeceğim çok şeye evet dedim ama şimdi artık farklıyım ya...    


ARAMIZDA KALMASIN
Röportaj: Sanem ALTAN
Fotoğraflar : Muzaffer SAĞLAM

MahsuncuHalit - 11 Ocak 2020

Not : "Bu Haber MahsuncuHalit'in Gazete ve Dergi Arşivine aittir. Kaynak göstererek paylaşmak serbesttir.

Nette İlk Kez MahsuncuHalit'in Arşivinden...


4 Yorumlar

Mahsuncular Yorum Yapmayı Unutmayın

  1. Yine harika bir paylaşım daha bu derginin farklı yani dergiye özel çekimler yapılması ve kostümler falan ayrı bir güzellik katmış harika bir dergi yine emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Ellerine saglik Halitcim! Mahsun bu resimleri album kapaginda kulanmalidi!

    YanıtlaSil
  3. Halit abi çok güzel olmuş emeğine , Ellerine Sağlık, bende diyordum bu fotoğraflar neyin fotoğrafları Allah Razı olsun senin yaptığın bu dergide Öğrendim👍💛❤️👑

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Mahsuncular Yorum Yapmayı Unutmayın

Daha yeni Daha eski